29 Nisan 2016 Cuma

Kitap-Okuyucu İlişkisi Meselesi

Bu konu aslında derinlemesine incelenmesi gereken çok önemli ve kıymetli bir konu. Ancak ben kişisel blog sayfamda sadece düşündüklerimi, çok yalın bir şekilde satırlara dökmeye çalışacağım. Kitap, önce yazarın kafasında şekillenir, sonra olay örgüsünün özenle hazırlandıktan sonra kağıda dökülür ve sonucunda yazardan sonraki sahibi olan okuyucuya ulaşır.

Kitap, tabiatı itibari ile yazarıyla bir ebeveyn-çocuk ilişkisi yaşar. Ancak, o duygusal ilişkiyi asıl olarak okuyucusu ile yaşar bence. Çünkü, her okuyucuyu kitapta kendiyle ilişkilendirdiği veya kendisini derinden etkileyen konulardan dolayı kitaba karşı bir aidiyet hisseder. İşte bu okuyucuyu-kitap arasındaki duygusal ilişki çok kıymetlidir kanaatimce.

Bence okuyucuyu ile kitap arasındaki en önemli konulardan biri de okuyucunun, okuduğu satırları kafasında canlandırması yani hayal etmesi konusudur. İzlediğiniz bir görseli hayal edemezsiniz, bu konuda izlediğiniz şeyin size verdiği kadarından etkilenebilirsiniz yani. Ancak, kitap size hayal kurma zevkini yaşatır ve bu da sizi geliştirir bence, bu yönüyle de önemi ve kıymeti tartışılmaz. Geçtiğimiz günlerde buna benzer bir konuyu ünlü yazar Ahmet Ümit, televizyonda dile getirmişti ve ben de aynen onun gibi düşünüyorum. Sonuç olarak kitap, okuyucusunun sırdaşı ve bir anlamda dert ortağıdır ve hayal kurma şansını ona sağlayan başlıca şeylerdendir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder