10 Mayıs 2016 Salı

Edebiyat ve semantik ilişkisi üzerine

Türkçeye "anlam bilim" olarak çevirebileceğimiz semantik, gramer için olduğu kadar büsbütün edebiyat için de oldukça önemli bir kavramdır. Romanların en önemli kaygısı bana göre mesaj ve anlam kaygısıdır. Eğer, bir roman yazarı yazdığı romanında istediği anlamı, okuyucuya geçiremiyorsa bu yazarın başarılı ve nitelikli bir yazar olduğunu söylemek güçtür. Anlam bakımından yoğun ve güçlü olan bir romanın ise okuyucuya geçmemesi gibi bir ihtimal söz konusu bile değildir kanaatimce. İşte burada da yazarın ustalığı devreye giriyor ki zaten nitelikli bir yazarın ana malzemesi dil ile anlamı okuyucuya verebilmektir. Genel bir görüşe göre, kitap, yazardan çok okuyucunundur, yani bu açıklamayı biraz daha açacak olursak, okuyucu bir romandan ne anlıyorsa, roman odur. Bu görüşe kısmen katılmakla birlikte aslında pek de öyle olmadığını düşünüyorum.

Bir yazar, biraz önce de belirttiğim gibi eğer gerçekten nitelikliyse, kitabı yazarken daha sonrasında okuyucunun kitaptan ne anlamasını istiyorsa onu rahatlıkla okuyucuya geçirebilir. İşte burada semantiğin gücü devreye giriyor, yazar eserinin anlam derinliğine ne kadar dikkat eder ve okuyucuya aktarabilirse, okuyucu da bunu o derecede alacaktır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder