6 Mayıs 2016 Cuma

Şiir ve tarih ilişkisi

Bundan bir kaç yazı önce divan edebiyatında, dönemin tarihiyle veya sosyal hayatıyla ilgili bilgi edinebileceğimizi belirtmiştim. Bu çerçeveyi sadece divan edebiyatı olarak dar bir şekilde ele almayıp, özelde şiir ve genelde tüm edebiyat tarihimiz olarak ele alırsak, gerek Cumhuriyet dönemi edebiyatımızda, gerek halk edebiyatımızda gerekse bence en hacimli edebiyatımız olan divan edebiyatımızda üstün körü değil de derinlemesine, esaslı bir araştırma yapıldığında gerek sosyal hayat, gerekse tarihsel olaylarla ilgili önemli bilgiler elde edilebileceğine inanıyorum. Tarih, edebiyatta nesirde olduğu gibi nazımda da yani şiirde de kendini pek tabii gösterebilir. Örnek vermek gerekirse; şair, yani aşık, sevgiliye "tahammül mülkünü yıktın, Hülagü Han mısın kafir?" dediğinde edebi anlamda sevgiliyi Hülagü Han a benzeterek teşbih sanatını uyguladığı gibi, diğer bir taraftan baktığımızda da aslında Hülagü Han ın yakıcı, yıkıcı bir Han olduğu konusunda da okuyucuyu bilgilendirmektedir aslında. Yazının başında da belirttiğim gibi derinlemesine bir araştırmayla şiirlerimizin içinde tarihle ilgili ciddi bilgiler bulabiliriz ve şiir ve tarihin ne kadar da iç içe şeyler olabileceğine tanıklık edebiliriz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder